Merhaba,
İşte
benim başımı yakan film. Bu film bir başyapıt. Ne söylense az. Neden
başımı yaktığından en son bahsedeyim. Şimdi hesapladım da o zamanlar 17
yaşımdaymışım. Şimdiki yaşımda aynı etkiyi bırakır mıydı emin değilim.
Bir etki bırakırdı kesindi de başımı yakacak kadar olmazdı. :) Mesela
diyaloglar yine beynime kazınırdı ondan şüphem yok tabii ki. Al
Pacino'nun canlandırdığı John'un her bir cümlesini alın günlerce
düşünün. Senaryosu, kurgusu, müzikleri, seçilen oyuncular, oyunculuklar
her şey mükemmel.
Al
Pacino'nun performansı da bu filmin bir baş yapıta dönüşmesine etki
etmiş bana göre. Adam şeytanı oynamış daha ne yapsın? Charlize Theron'u o
zamanlar ilk defa görmüştüm. Bu ne güzelliktir. Hele ki saçlarını
kestirdikten sonraki hali. (Bu arada bir kız saçını kestiriyorsa ona çok
dikkat edin. Benden söylemesi. Bir dönemi kapatmıştır o bayan. Ne
yapsanız değişmez.) Aslında Keanue Reeves ve Charlize Theron'un
oyunculukları da çok iyi. Ancak Al Pacino öyle oynamış ki, sönük
kalmışlar.
Başımı
yakma durumuna geleyim. Şimdi ben bu filmi 17 yaşımda izledim ya, tam
da meslek seçiminin arifesindeyken. Avukat mı olsam acaba diye şimşekler
çaktı beynimde. Zannettim ki Türkiye'deki hukuk sistemi de filmdeki
gibi. Jüriyi filan saatlerce savunma yaparak etkileyeceğim. :) Neticede
şuan 9 yıllık avukatım. Aktif olarak bu mesleği şuan yapmıyorum onu
belirteyim. Bu konudan bahsettim çünkü filmlerin kitapların insanlar
üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçek.
Devil's
Advocate'e dönersek, Kibir en sevdiğim günahtır lafı (vanity,
definitely my favourite sin.) ile ise film bitiyor. Kaç sene geçmiş hala
bu cümle kulaklarımda çınlanıyor. :) Ben en iyisi bu filmi bir daha
izleyeyim en kısa zamanda.
İmdb: 7,5
Benim Puanım: 9,9
Süre: 144 dakika
Yapım Yılı: 1997
Tür: Mystery, Thriller
Tür: Mystery, Thriller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder